MUSTAFA TUTUK:‘ŞEHRİN KALBİ KORUNMALIDIR’

Önceki dönem Yalova Belediye Başkanı Mustafa Tutuk, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen festival ve yöresel ürün satışlarına yönelik dikkat çeken bir açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından yayımladığı yazılı açıklamada Tutuk, Cumhuriyet Meydanı’nın festival adı altında ticari faaliyetlere açılmasının kamu sağlığı, şehir estetiği ve yerel esnaf açısından ciddi sorunlar doğurduğunu ifade etti.

Tutuk’un açıklamaları, şehir merkezinde artan satış ağırlıklı etkinliklerin yarattığı tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.

“Festival Adı Altında Satışa Prensipte Karşı Değiliz”

“Festivaller ve Yöresel Ürünler” başlığıyla kamuoyuna seslenen Mustafa Tutuk, derneklerin gelir elde etmesine prensip olarak karşı olmadığını vurguladı. Ancak uygulamanın şeklinin sorunlu olduğunu dile getiren Tutuk, Cumhuriyet Meydanı’nın ticari bir pazar alanına dönüşmemesi gerektiğini belirtti. Tutuk açıklamasında, “Buna prensip olarak karşı değiliz. Elbette dernekler gelir elde etsin. Ancak bu durum, şehrin ortak yaşam alanlarında kontrolsüz ve yoğun satış faaliyeti şeklinde olmamalı” ifadelerine yer verdi.

Cumhuriyet Meydanı Şehrin Ortak Yaşam Alanı

Cumhuriyet Meydanı’nın Yalova’nın en önemli kamusal alanlarından biri olduğunun altını çizen Tutuk, meydanın yalnızca etkinlik değil, aynı zamanda nefes alma, dinlenme ve bir araya gelme alanı olduğunu vurguladı. Geçmiş dönemde benzer satış ağırlıklı organizasyonların İsmetpaşa Mahallesi Millet Bahçesi otopark alanında yapıldığını hatırlatan Tutuk, bu alanlara ulaşımın vatandaşların tercihine bırakıldığını söyledi. “Vatandaş ister özel aracıyla, ister minibüsle giderdi. Cumhuriyet Meydanı ise şehrin kalbidir. Burada vatandaşın Atatürk Heykeli’nin önünde ağır yemek kokularına maruz kalması doğru değildir.”

Kamu Sağlığı ve Şehir Estetiği Vurgusu

Tutuk, meydanda yapılan satışların kamu sağlığı açısından da risk oluşturduğunu dile getirdi. Açık alanda, denetimi zor olan gıda satışlarının hem hijyen hem de çevre temizliği yönünden sorunlara yol açtığını belirten Tutuk, şehir estetiğinin de olumsuz etkilendiğini ifade etti. Özellikle yaz aylarında yoğunlaşan bu etkinliklerin çöp, koku ve kalabalık sorunlarını beraberinde getirdiğine dikkat çekti.

Yerel Esnaf Zor Durumda: “Menşei Belli Olmayan Ürünler Satılıyor”

Açıklamasında yerel esnafın yaşadığı ekonomik zorluklara da değinen Mustafa Tutuk, meydanda satılan ürünlerin şehir esnafına ticari zarar verdiğini savundu. “Yerel esnaf ayakta kalma mücadelesi veriyor. Sucuğu mahallemizin kasabından, peyniri bakkalımızdan alırız. Şehrin kalbi olan meydanda menşei belli olmayan ürünlerin satılması, bu şehrin esnafına zarar verir.”

Tutuk, bu durumun uzun vadede küçük esnafın rekabet gücünü zayıflattığını ve şehir ekonomisine olumsuz yansıdığını belirtti.

“Bu Bir Etkinlik Karşıtlığı Değil”

Mustafa Tutuk, açıklamasında etkinliklere karşı bir tutum sergilemediğinin özellikle altını çizdi. Konunun doğrudan şehir yönetimi ve planlama sorumluluğu olduğunu ifade eden Tutuk, doğru alan seçimiyle hem derneklerin hem de vatandaşların mağdur edilmeyeceğini söyledi. Tutuk’a göre mesele, festivallerin tamamen kaldırılması değil; doğru yerde ve doğru şekilde yapılması.

Alternatif Alan Önerisi: Millet Bahçesi ve Kapalı Pazar Yeri

Tutuk, satış ağırlıklı etkinlikler için alternatif alanlar önerdi. Denetimin daha kolay sağlanabileceği ve şehir merkezini kilitlemeyen alanların tercih edilmesi gerektiğini belirten Tutuk, şu ifadeleri kullandı: “Bu tarz etkinlikler Millet Bahçesi, kapalı pazar yeri ya da şehir merkezinden uzak alanlarda yapılabilir. Cumhuriyet Meydanı; yaşlısı, çocuğu, hastasıyla herkesin nefes aldığı ortak bir yaşam alanıdır.”

“Şehrin Kalbi Korunmalı” Mesajı

Açıklamasının sonunda konunun temelinde kamu yararı olduğunu vurgulayan Mustafa Tutuk, tartışmanın bir festival karşıtlığı olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. “Bu mesele festivale karşı olmak değil; kamu sağlığı, şehir estetiği ve yerel esnafın korunması meselesidir.” Tutuk’un açıklamaları, Yalova’da şehir merkezinde düzenlenen etkinliklerin geleceğine yönelik yeni bir tartışma başlatırken, gözler yerel yönetimlerin bu eleştirilere nasıl yanıt vereceğine çevrildi.