DİJİTAL ÇAĞIN ACI PAPARASI

Zihnim güne başlayalı çok olsa da bu sabah keyfini sürmekte olduğum yatağımdan çıkmamak için deli ısrarımla birlikte yatağımla adeta cebelleşiyorum. Bugün hayatı ağırdan alma hakkımı kullanmak istiyorum. Bünyem güzel bir bayram tatili sonrası günün getireceklerine karşı henüz gardını almış değil! Diyecekken, az önce sistemin dişlilerinden biri olduğunu düşündüğüm o her mahallenin az uyuyan çok konuşan teyzelerinin çatlak sesine benzer melodisiyle alarmımın beni çoktan strese davet ettiğini hatırlıyorum birden. “Kapitalizm denen yaşam emici seni bu gün de koşturmacaya çağırıyor.” der gibi kendime getiriyor beni, kör olasıca melodi. Emir büyük yerden tabii. Kalkıyorum. Ne acı! Sabah sabah alarmın carlayan sesiyle yatağımdan kaldırılıp güne istemeden başlatılmış bir faniyim şimdi. Tam kafamda deli isyanımla cebelleştiğim sıra, suyun kaldırma gücünü hamamda çimerken keşfeden Arşimet edasıyla iki haftadır gündemden düşmeyen bizim şu kurnaz paparacıların çıkış noktasını bu sabah ben de keşfediyorum galiba. Azıcık ucundan riske girerek yattığın yerden de zengin olabilmek. Parayı yatarken de kazanabilmek mümkün olsa gerek diye düşünmüş olmalılar ki: İbanla beraber akıllarını da kiraya vermişler bizim bu gözü pek, yasalardansa bihaber binlerce ibanşör yatışsever…

Bu yatışçılarımızın pardon yatırımcılarımızın öngörüden uzak kurnazca hamlelerinin yol açtığı son durumla beraber Masak raporlarında 26.012 hesabın iban kiralama yöntemiyle yasa dışı bahis işlemleri için kullanıldığı tespit edilmiş bulunuyor. Evet Papara derken “Ben neden sabah sabah alarm sesiyle zıplayıp, hangi giysiyi giymek istediğimi dahi hesaplayamadan, önüme çıkan ilk ütülü gömleği giyip iş başına geçiyorum ki!” diyenlerin imdadı olmuş bir sistemden bahsediyoruz tam da… Tüm zamanlarda insan fıtratına en cazip gelen davranış kalıplarından biri olan kolaycılık bu cazibesiyle birlikte riskleri de beraberinde getiriyor oysa. Kolaycılığı benimsediğimiz vakit karşılık olarak bir şeyleri feda edebileceğimiz ihtimalini çoğu zaman pek çoğumuz hesaplayamayabiliyoruz. Kolay yolu tercih etmenin bedelsiz olabileceğini düşündüyseniz kötü haber şu ki ; yanıldınız !! Bu bedel önümüzde itibar kaybından tutun, sevdiklerinizi feda edebilme hatta özgürlüğünüzden taviz verebilmeye kadar yüzlerce madde olarak sıralanabiliyor. Pek çok şey göze alınarak tercih edilen bu kolay yolculuksa günün sonunda eşyanın tabiatına aykırı olan her şeyde olduğu gibi büyük hayal kırıklıkları, kayıplar ve tabii ağır cezalarla sonlanabiliyor.

Değişmez kuraldır bu: her zincir hareketin tepe noktasında her daim gerçek bir kazanan olur. Bir de olmazsa olmaz bu gerçek kazananın alt ekipmanlarını oluşturan kolay paracılar… Papara davasında günlük üç yüz, beş yüz TL’yi yattığı yerden kazanmak adına ibanlarının hangi amaca paravanlık yapıyor olabileceğini öngöremediğini savunan ciddi bir güruhun varlığı söz konusu. Aziz Nesin’in ise şu aralar bizlere öteki taraftan iyi dileklerini ilettiğinden ne yazık ki zerre miskal endişem yok. Öte yanda sistemin başındaki adam Ahmet Faruk Karslı’nın boğazdaki Kırmızı Yalısı kadar yüzünün kızarmadığından da yine adım kadar eminim. Bir yanda lüks tekneler, yatlar, yalılar… Öte yandan üç yüz TL’ye iban kiralayan kendini akıllı sanan küçük balıklar yani kolay paracılar…

Güzel ülkemin güzel insanları dijital çağın parıltıdan fark edilemeyen hileli oyunlarına gelmemek için en başta finansal okuryazarlığımızın olması gerekiyor. Bir de yasalara uygun yollarla başlayan bir oluşumun yine yasalara uygun devam etmeyebileceğini de öngörebilmekte önemli bir nokta. Günün birinde iştah kabartan kira yöntemiyle farkında olmadan kendinizi bir anda kara para aklarken bulabilmeniz pekâlâ mümkün olabiliyormuş. Bunu hep birlikte yaşayarak deneyimledik. Geçmiş yıllarda aslında bu ve buna benzer pek çok konu gündeme gelmiş olsa da işin içine kolay kazanç cümlesi girdiğinde insanlar ne yazık ki av olmaktan kendilerini alamıyorlar. Finansal konularda yeterli araştırma yapmadan kolaycılık adına yapabileceğimiz küçük hareketlerimizle yasalar karşısında büyük sıkıntılar yaşayabilmeniz mümkün. Kendinizi günün birinde büyük balığın küçük balıklara neler yapabileceğini biz de bilmiyorduk diye savunma yapar haldeyken bulabilirsiniz bir anda.

Son açıklamalara göre, şüpheye konu olmayan hesapların üzerindeki bloke işleminin aşamalı olarak kaldırılacağı belirtiliyor. Tabii ki her papara kartlı suçludur demek de doğru olmaz. Ancak siz, siz olun yol gözünüze ne kadar kolay, ışıltılı ve cazip görünürse görünsün zorlu yolları tercih edin ki karşılığında feda edeceğiniz şeyler sandığınızdan daha çok acıtmasın canınızı. Öyle annelerimizden yediğimiz paparaya benzemez dijital çağın acı paparası.