18 Mart

SİYASETTE PARTİ GEÇİŞLERİ: DEMOKRASİ Mİ, KİŞİSEL RANT MI?

ÖZELLİKLE son yıllarda Türkiye siyasetinde giderek artan bir şekilde tanık olduğumuz bir tablo var: Milletvekillerinin seçim sonrası başka bir partiye geçmesi. Bu durum, hem seçmenlerde hayal kırıklığı yaratıyor hem de siyasi etik açısından tartışmaları beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan iki olay bu tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Önce Gelecek Partisi Konya Milletvekili AK Parti’ye katıldı, ardından DEVA Partisi’nden istifa eden İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti. Seçmenler ise bu durum karşısında haklı olarak şu soruyu soruyor: “Bizim oyumuzun bir anlamı kaldı mı?”

Yayınlama: 19.05.2025
A+
A-

ÖZELLİKLE son yıllarda Türkiye siyasetinde giderek artan bir şekilde tanık olduğumuz bir tablo var: Milletvekillerinin seçim sonrası başka bir partiye geçmesi. Bu durum, hem seçmenlerde hayal kırıklığı yaratıyor hem de siyasi etik açısından tartışmaları beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan iki olay bu tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Önce Gelecek Partisi Konya Milletvekili AK Parti’ye katıldı, ardından DEVA Partisi’nden istifa eden İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti. Seçmenler ise bu durum karşısında haklı olarak şu soruyu soruyor: “Bizim oyumuzun bir anlamı kaldı mı?

Hatta bize gerek kaldı mı?

Hoş başta Gelecek Partisi olmak üzere DEVA Partisi de çok yakında adını geçmiş dönemde olduğu gibi ‘tabela partileri..’ arasına yazdırır!

e1c2rpm

Milletvekilliği, Halkın Emanetidir

Milletvekilliği makamı kişisel çıkarların ötesinde, halkın iradesini temsil etme görevini barındırır. Seçmen, sandık başına gittiğinde bir parti programına, bir ideolojiye ve bir liderliğe oy verir. Ancak seçim sonrası yapılan ani parti değişiklikleri, bu iradeyi yok saymak anlamına geliyor. Hoş vatandaş olarak ‘ilk defa mı yok sayıldık?’

Siyasi Etik Neden Önemli?

Siyasi etik, demokrasinin en önemli yapı taşlarından biridir. Bir milletvekili, bir partiden seçildikten sonra herhangi bir gerekçe ile başka bir partiye geçiyorsa, bu geçişin ahlaki ve yasal dayanakları sorgulanmalıdır. Bazı ülkelerde bu durumun önüne geçmek için “istifa edip yeniden seçime girme” zorunluluğu vardır. Türkiye’de ise bu konuda bir yasal boşluk mevcut. Bu boşluk, siyasi manevralara ve “koltuk kaygılı geçişlere” zemin hazırlıyor. Oysa ki siyaset, şahsi menfaatlerin değil, halkın çıkarlarının gözetildiği bir alan olmalıdır.

Seçmen Ne Diyor? Güven Erozyonu Derinleşiyor

Sokaktaki vatandaşın tepkisi oldukça net: “Biz oy veriyoruz, ama vekiller kendi yoluna gidiyor.” Bu söylem, temsil krizinin en açık göstergesi. Parti değiştiren vekillerin çoğu zaman seçmene danışmadan bu adımı atmaları, temsili demokrasiyi zayıflatıyor. Sosyal medya ve anketler de gösteriyor ki, parti değiştiren vekillere karşı güven oldukça düşük. Vatandaş, artık sadece lidere veya partiye değil, adaya da daha dikkatli bakmaya başladı. Ancak bu da yetmiyor. Özellikle milletvekilliği başta olmak üzere, don değiştirir gibi seçimi kazanan belediye başkanları için de yasal düzenlemeler şart..

e1c2rpm

Yasal Düzenleme Şart mı? Evet, Şart!

Bu tür durumların önüne geçmek için Milletvekilliği Etik Yasası gibi yasal düzenlemelerin acil olarak hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Parti değiştiren vekilin istifa ederek yeniden halkın onayını alması, demokratik meşruiyetin korunması adına atılacak önemli bir adım olabilir.

Sonuç: Milletin Oyuna Saygı Şart

Bugün geldiğimiz noktada, milletin oyunun yalnızca bir “geçiş bileti” gibi kullanılması, siyasetin ve demokrasinin ruhuna aykırıdır. Parti değiştirmek bir hak olabilir, ancak bu hakkın suistimal edilmemesi gerekir. Parti değiştiren vekillerin halk önünde hesap vermesi, hem demokrasinin güçlenmesini hem de siyaset kurumuna duyulan güvenin artmasını sağlayacaktır.

Hoş ‘dün kapınızı çalanlar’ yarın kapınızı ‘tekrar çalacaktır..’ Eee artık vatandaş olarak ta ‘ kapıyı kapatmak veya açmak’ sizlerin elinde..

Sağlıcakla kalın..

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.