Türk sinemasının efsane dizilerinden biridir kesinlikle…
2006 ATVyapımı.
ATV deyince şaşırmayın . O zamanlar henüz YANDAŞmedya oluşturulmamıştı çünkü.
Basın , medya, televizyonlar özgürdü .
Önce dizi konusu hakkında kısa bir bilgi aktarayım sizlere.
Adnan MENDERES’in , Londra’ya giderken uçağının düşmesi ile başlayan bir hikaye..
Yani 17 Şubat 1959 Türkiye’sinin siyasal , sosyal , kültürel döneminin yansıtılmasıyla başlıyor.
O zamanlar okuyan , birbirine saygı gösteren , komşulukilişkileri olan bir sosyal yapımız varmış..
Kadınlarımıza henüz BAĞYAN değil HANIM , HANIMEFENDİ diye hitap edildiği zamanlar..
Erkeklerin , sadece cinsiyet olarak erkek değil ADAM diye adlandırıldığı dönemlerimiz…
Daha televizyonun , cep telefonunun , bilgisayar ve tabletlerin tanınmadığı güzel günler…
Siyaseten , İNÖNÜ’lü , Adnan MENDERES’li , Celal BAYAR’lı dönemler…
Futbol olarak , Metin OKTAY’lı , Can BARTU’lu , ŞENOL & BİROL’lu , ÖZCAN’lı , TURGAY’lı , ezeli düşman değil , ebedi DOSTLUK’lu dönemlerimiz…..
Ve 60 ihtilali….
Ve sonrasında , zaman olarak uzun , ama dönem olarak kısa bir süreçte oluşan planlı , kasıtlı parçalanma dönemlerimizin başlangıcı….
SAĞ ve SOL ile önce ikiye , sonra KOMÜNİST veya FAŞİST diyerek sertleşen gençlerin siyasette sahne almaya itildiği dönemler başladı…
Bununla da yetinmediler , sağı ; milliyetçi , dinci , merkez sağcı olarak üçe böldüler…
Solu da , yok Marks’çı , yok Lenin’ci , Yok Mao’cu olarak parçaladılar….
Ayrıca solun kendi içinde onlarca ayrışmış fraksiyona bölünerek parçalamaya başladığı dönemler… Ecevit , Demirel , Erbakan , Türkeşaktörlerin sahne aldığı dönemler başladı…
Kahramanmaraş’lar , Çorum’lar , Fatsa’lar gündeme geldi….
Kontragerillaortaya çıktı . Hemde Ecevit döneminde ?
“Kurtar bizi BABA “ söylemleri….
Ortalıkta ; Halkçı’lar , Mavi Gömlekliler, Başbuğlar ,Hocalaregemenliği…
Sonunda iş “ KURTAR BİZİ PAŞAM “ feryadına kadar uzadı..
O dönemin Hürriyet gazetesi manşeti dün gibi gözümün önünde :
“ Ne Zaman Geleceksiniz ?” diye ordumuza açıkça çağrı…
Nihayet son sahne için perdenin açılması ve hoş geldin 12 EYLÜL ….
Bunları ben hatırlatmadım. Dizinin senaryosunu anlattım sizlere .
Ve ben düşünmeye başladım . Hem de dizinin tekrarını izledikten sonra .
Yani bugünleri yaşarken…
Farkettim ki yıllar farklı ; ama plan program aynı !
Çünkü ;
Kenan Evren , anında , topluca “ebemizin örekesini “ gösterdi hepimize..
İşkenceler…. Parçalanmış evlat acısı yaşayan aileler , intihar edenler , emniyet penceresinden atlayanlar ; anlayacağınız ne ararsanızın var olduğu bir döneme giriverdik….
Ulusuhükümeti kurulunca , işkenceler devam ederken Evren bir şey yaptı .
Hem de hepimizin dikkatinden kaçan . Üstelik neredeyse hepimizi memnun eden bir uygulamaydı bu .
Neydi bu eylem ?
Her yere Atatürk heykeli dikilmeye başladı…
Olmadı büstler konuldu . Hepsi de törenle açıldı . İnanmazsınız köylerimiz de bile .
Oysa bunun sadece ve sadece halkı Mustafa Kemal Atatürk’ten bıktırma hareketi idi. Halka GINA getirtmekti . Anlayamadık.
Burada dizi bitti….
Ve günümüz , gözümün önünden geçmeye başladı.
Toplumsal sosyal yapıda artık sağ – sol kalmamıştı ama ; daha tehlikeli bir üst versiyon devreye sokuluverdi…
Siyasal İslamcılar – Ve Atatürk’çüler olarak önce ikiye bölündük.
Sonra beş vakit namazında olup Atatürk’çü çoğunluğun var olduğu farkedilince baskı senaryosu şekil değiştirdi.
Ne oldu ?
Laik – Ateist – Deist olarak üçe bölündü .
Karşı taraf da ; önce Alevi – Sünni olarak mezhep anlayışı ön plana çıkıldı…
Sonra onlarca cemaat ile dininde , kitabında , muhafazar kesim parçalandı….
Kısacası 12 eylülün SAĞ ve SOL yapıları artık başka isimlerle , tehlikeli fraksiyonlara dönüşerek , önce inançta sonra da aydınlık beyinlerde kutuplaşmaya başladı…
Sonunda da TEK ADAM rejimine dönüverdik .
Ama bu sefer Tek Adam ATATÜRK değildi .
Sevgili gençler !
Ve de kendini hala genç görenler…
Gazete okumayabilirsiniz…. Kitap pahalı gelebilir…..
Kaldırın başınızı digital dünyadan…
Girin Google amcanıza..
Bulun “ HATIRLA SEVGİLİ”’yi , ve izleyin… Özellikle son bölümünü. Çünkü tüm fraksiyonlar nasıl eteklerindeki taşları döküyorlar görün. Görün ki ; kutuplaşmayın !
An itibarı ile kitap okumaktan , gazete bulup okumaktan daha kolay .
Ve farkedin artık..
Görmeye çalışın en azından beş sene sonrasını…
Zaman o kadar çabuk geçiyorki ?
İnanın bu sefer , hatırlayacak sevgiliyi bile bulamayacağız .
Saygılarımla
Hadi TONAROĞLU
( Not : İnşallah bu yazıdan sonra başım derde girmez. Girmez sanırım. Çünkü diziyi bana ikinci kez izleme imkanını veren kanal A PARA kanalı . Bana ne onlar yayınladı . Benim de aklıma karpuz kabuğu geldi .)