YASEMİN FAZLACA ÜZERİNDEN TEHDT SİYASETİ Mİ?

Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca’nın partisinden istifası, bölge siyasetinde adeta bir deprem etkisi yarattı. Henüz hangi partiye geçeceği netlik kazanmamışken, isminin AK Parti ile anılması bile CHP Yalova İl Teşkilatı’nı harekete geçirdi. Ancak yapılan açıklama, siyaset tarihinde sıkça karşılaştığımız bir problemi yeniden gözler önüne serdi: Tehdit dili ve baskı siyaseti.

Yayınlama: 17.07.2025

A⁺

A^-

Gazete Akkent

CHP Yalova İl Teşkilatı’nın, Başkan Fazlaca’ya yönelik tehditvari açıklamaları ne parti ahlakıyla ne de demokrasi anlayışıyla bağdaşmıyor. Bugün Altınova halkının iradesiyle seçilmiş bir başkanın, kendi siyasi çizgisini yeniden belirleme hakkı vardır. Her ne kadar bu değişim tartışma yaratabilecek bir kararsa da, bunun yanıtı sandıkta verilmelidir, parti içi baskılarla değil.

Yasemin Fazlaca’yı eleştirmek isteyenler, onun icraatlarını, halkla ilişkisini, hizmet anlayışını tartışmalı. Ancak siyasi pozisyon değiştiriyor diye “hukuki ve ahlaki sorumluluklar” hatırlatması adı altında aba altından sopa göstermek, muhalefet açısından hiç de etik bir tutum değil.

Bu tarz çıkışlar, partilerdeki özgür düşünceyi boğar. Siyaseti kişilere, hiziplere ve sadakat yemini etmiş yapılar arasında bir savaş alanına çevirir. Oysa halk, hizmet bekliyor; tartışma değil.

Altınova halkı kimi başkan görmek isterse, onu başa getirir. Yasemin Fazlaca bu güveni sarsmışsa, sandıkta karşılığını alır. Ancak tehdit diliyle siyaseti dizayn etmeye kalkmak, halkın aklıyla alay etmektir.

Siyasette dik duruş, sadece rakibe karşı değil; iç muhasebe yaparken de gerekir. CHP’nin önce kendi içine, sonra Altınova halkına saygı göstermesi gerekir.