Son yazımın ismi “ MERHABA “ idi.
Çünkü özel işlerimden dolayı , epey bir ara vermiştim yazmaya , ve MERHABA diyerek bir sempati yapmak istemiştim.
Yazımın konusu , Yalova’da ki AKP , CHP , Belediye merkezli profiller üzerine idi. Son Yalova seyahatimin sonrası kısa kısa bir değerlendirmelerde bulunmuştum .
Enteresandır , bugüne kadar ki yazılarım içinde yalovacizgi.com ve gazeteakkent. com’da en yüksek okuma sayılarına ulaşmışım.
Haliyle yorumlarda oldukça fazla idi.
Saydıranlar aşırı oranda çoğunlukta olmasına rağmen beğeni belirten okuyucularımın da olduğunu görünce de sevindim.
Bu yazım , son yazıma dair bir açıklamadır.
Bakın dostlarım , düşmanlarım !
Siz kabul etsenizde , etmesenizde ben ; laik , sosyal demokrat , Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı , CHP’li , artı Yalova’lı bir Türk vatandaşıyım ve bununla da GURUR duyuyorum. Okurum…İzlerim…Düşünürüm….Yorumlarım….Kafamın içinde milyonlarca soru vardır ve bu soruların hepsi 71 yıllık hayatımda bana enjekte edilen bilgi ve öğretilerin , gelişen teknoloji ve bilimin vardığı noktalar sonucu yeniden kafamda sorgulamam sonucu çıkmaktadır.
Yaşam sürem yaşlandığımı gösterir ve bundan kaçamam ama , beynim hala orta yaş çağındadır.
Dolaşırken , gördüklerimin çoğunu gözlerimle fotoğraflar , beynime aktarırım.
Dinlerken , anlatanın vücut dilini izlerim . İzlerim ki , anlattığı ile vücut dili aynı ifadeyi taşıyormu bakarım.
Birini eleştirirken de , biri tarafından eleştirilsem de kesinlikle dinlerim EMPATİ yaparım . Sonra cevaplarım .
HAYAL kurarım… Hemde hala…
Yaş 71 olmasına rağmen devamlı gelecek planlaması yaparım , sanki hiç ölmeyecekmişim gibi. Bu benim yaşamdan asla umudumu kesmediğimi ve yaşam ile hala mücadele ettiğimi gösterir . Bu özelliğim bazı KIT kafalı dostlarım tarafından yıllarca HAYALPEREST olarak nitelendirildi ve HAYAL BELDESİ denilerek traji-komik bir şekilde lakaplandırıldım .
Oysa onlar hayvan ile insanın arasında ki farkın sadece konuşamamak olduğuna inanan durağan beyinlilerdi. Ben ise hayvan ile insanın arasında ki tek farkın HAYAL KURMA BECERİSİ olduğuna inanırım. Çünkü hayvanlar, nasıl Çin’liler kendi aralarında anlaşıyor ve biz anlamıyorsak , onlar da kendi aralarında basbayağı anlaşıyorlar ,ve biz yine anlayamıyoruz gibi . Onlarda biz insanlar gibi düşünüyorlar . Düşünmeselerdi şayet , uyanıp acıktıklarında yemeği, suyu nereden bulacaklarını bilemezlerdi. Demek ki düşünüyorlar , öyle değil mi?
Yukarıda , düşünürüm diye yazdım .
Evet ben DÜŞÜNÜRÜM . Akabinde iki-üç aşama sonrasına kafayı takarım ve olasılık hesapları yaparım. Yani hayal gücüm devreye girer . Sonra ACABA MI? Diye sorarım kendi kendime . Ve bu düşüncelerimi siz okuyucularımla YAZARAK paylaşırım.
Konu kadar basit!
Gelelim içeriğe .
Mesela demişim ki , AKP iki çıkarırsa , biri Muğlim BAĞATER olmalı . Neden ? Düşünün bakalım sizce ikinci sıra adayı yapabileceğiniz , belleğinizde Yalova’lı ve AKP mensubu kaç isim var ?
Hatta bir örnek vereyim size . Mesela AKP milletvekili sayın Meliha AKYOL’lu , seçilmeden önce kaçınız tanırdı ? Veya sayın AKYOL’a mı daha rahat ulaşabiliyorsunuz , yoksa sayın Muğlim BAĞATAR’a mı ? Mesela ben kronik bir CHP’li olmama rağmen , Bağater’e , Özcan Özel’den daha rahat ulaşıyorum ve konuşabiliyorum. Üstelik konuşma esnasında da eleştirebiliyorum !
“Acaba samimi mi?” diye içinizden geçebilir. Farketmez. Ben görüntüye bakarım en azından . Aynı film gibi . Film hikayeleri sizce realist mi ? Bence değil.
Mesela belediye başkan vekilimiz sayın TUTUK’u takdir ettim yazımda. Hala da bu değerlendirmemin arkasındayım.
Çünkü şu veya bu sebeple arızaları tedavi etti . Ve etmeye devam ediyor.
Sempatik mi ? EVET !
Parti gözetmeden dinliyor ve çözüm üretiyormu ? EVET !
Benim gibi ATATÜRK’çümü ? EVET !
Dürüst mü ? EVET !
Partisinin ilke ve politikalarına riayet ediyor mu ? EVET ! Siz olsanız onun yerinde ,partinizin ilke ve politikalarına riayet etmezmisiniz ? EDERSİNİZ ? O zaman TUTUK riayet edince niye suçlanıyor ? Sizde bundan sonra partiyi seçerken dikkat edin derim. Hedefiniz partili değil , parti olmalı .Öyle değil mi?
Dahası var mesela . Kendinden önce ki dönem ile ilgili o kadar gayri kanuni bilgileri var ki elinde , toplumda ki polemikler daha büyümesin diye gündeme bile getirmiyor.
Hatırlayın mesela. Bağatar , Salman’ı defalarca gel TV’de hesaplaşalım diye çağırdı . Sizce Salman niye “ HODRİ MEYDAN” diyemedi ? Sorsanıza kendine “Bağatar’ın elinde ne var acaba ?” diye..
Gelelim sayın Mehmet GÜREL’e .
Kısa süre öncesine kadar onu benim kadar eleştiren yoktu ! Vardı da CHP’li olarak yoktu . Oturduk . Saatlerce konuştuk . Bana nedenlerini , niçinlerini anlattı ve beni ikna etti. Şimdi onun parti içi sorunlarını en iyi bilenlerdenim . Kendinizi koyun sayın Gürel’in yerine .
Hedefiniz bir türlü iktidarda ki AKP olamıyor . Neden ?
Çünkü parti içinde ki enkazla uğraşıyor…
Eski İnce’cilerle….
Vefa efendi egosu ve onun yarattığı skandallarla….
Çaycılarla… Bazlamacılarla…..
Aktivitelerde ROL ÇALMAYA çabalayanlarla….
Genel merkez talimatı olmasına rağmen , kendi reklamı için devasa afiş yaptırıp polemik yaratanlarla uğraşıyor .
Mesela son Kılıçdaroğlu ziyaretinde kafama bir şey takıldı . Anlatayım.
Salman’a sorarsanız , kendisi kesinlikle milletvekili birinci sıra adayı . Çünkü eşini yanına alıp zırt-pırt genel merkez ziyaretlerini sosyal medyada paylaştı . Kılıçdaroğlu ile yakınlığını hep anlattı . O halde soruyorum sizlere :
Madem bu kadar kendini garantiye aldı . Madem , Kılıçdaroğlu Yalova için illa ki Vefa Salman diyor, yani herşey bu kadar garanti ise , o tişörtler niye giydirildi.. O abuk havai fişek gösterisi hem de güpegündüz niye hazırlandı ? RDKM’de ki toplantısında niye kürsüye çıkma ihtiyacı hissetti ? Niye tüm bunları yapıp kendi adını Kılıçdaroğlu’nun gözüne sokmaya çalıştı ? Ağır ol molla desinler denmez mi?
Veya niye hala “ Benim hedefim artık belediye değil Ankara meclis . Belediyede asil , kim vekil hiç de umurumda değil “ diyemiyor da , illaki ben başkanım diyor ? Zaten onun başkan olduğunu kimse inkar etmiyor ki ! Vatandaş sadece , onun görevde iken yaşattığı skandallarla ilgili.
Acaba meclise gidip DOKUNULMAZLIK almak için mi ? Acaba dokunulmazlık hakkı almak niye Vefa için bu kadar önemli ?
Diğer tarafta sizler beni Muğlim yalakası olarak suçluyorsunuz ya , bakın ne diyeceğim.
Bence YTSO’nun yaklaşan seçimlerinde mevcut başkan Becan yine aday . Ama Bağatar ile Becan’ın arası açık. Çünkü Becan, Bağatar’ın edindiği bilgilere göre Yakup Koçal ekibi ile ortak hareket ediyor.
Şimdi ben Muğlim’ci isem , Becan’ı desteklememem lazım değil mi?
Hayır ! Oysa an itibarı ile ben Becan’ı destekliyorum .
Bakın beyler yine bana döneyim .
Ülke siyasetinde AKP’yi asla istemiyorum .Bu bir !
Altılı Masa konseptini hatalı buluyorum . Bu iki !
Parlamenter rejime karşıyım . Kuvvetler dengesi ile kontrol altına alınan , TEK ADAM rejimine izin vermeyen demokratik bir BAŞKANLIK sitemi taraftarıyım . Bu üç !
AMA !
Yalova siyaseti için fikirlerim farklı .
Yalova siyaseti için İSİMLER önemli. Bu bir!
Yalova CHP’de beni ikna edecek Mehmet Gürel dışında ikinci aday yok. Bu iki !
Olursa düşünürüm. Bu üç !
İktidarı , meclis çoğunluğu ile hangi parti kazanacaksa , Yalova’da gücün ve belediyenin o partiden olmasını arzu ediyorum. Bu dört.
Çünkü aksi halde Yalova’ya hizmet alamayız . Bu beş !
Çünkü Yalova’da herhangi bir belediyeyi zorlayacak , iteleyecek bir sivil toplum gücü yok . Bu altı !
Kişisel olarak ise ;
Ben kendi fikirlerimi yazarım . Bu bir !
Kimse için sipariş yazı yazmam . Bu iki!
Taraf tutmam . Bu üç !
Kimsenin görüşlerini , kendim inanmasam yazmam .Bu dört !
Dolayısı ile isteyen beni takip eder. İsteyen haftaya ne yazacağım diye merak eder, umurumda değil . Bu beş !
Benim için önce vatan, sonra Yalova gelir , gerisi teferruat.
Particilik zurnanın son deliğidir bu biline!
Unutmayın ki YAZMAK bir bilgi ve tecrübe sonucudur. Ama yazılanları anlamak için önce ZEKA, sonra entelektüel birikim şart . İş de bu bazılarımız da yoksa , inanın bu benim suçum değil .
Saygılarımla