BAŞA DÖNMEK

Yayınlama: 05.10.2022
A+
A-

Yaşantım boyunca inanamayacağınız kadar inişler-çıkışlar yaşadım.. Eskimeyen dostlarım o günlerimi çok iyi bilirler.. Hatta hayatımdaAn çıkan dostlarım daha iyi bilir. Çünkü onlar zaten hep eleştiriyorlardı ..
Ama artık bu dünya beni yormaya başladı…
Sıkılmazsanız ufak ufak dokunayım yılgınlığımın sebeplerine.
Mesela kendimce büyük aşklar yaşadım . Hepsi kadına saygı ve duygu ile yüklüydü..
Hatta birisini o kadar sevdim ki ; sonunda evlendim.. Üstüne baba da oldum ..
Hayatımda yaşadığım en unutulmaz duygu anım , oğlumun doğumuydu. Çünkü bizzat doğuma girmiştim.. Bu bir mucizeye şahitlik idi !
Öyle bir mucize idi ki ; beynime ; yaratanın gücünü , aşkın büyüsünü , ve anamın değerini Sümerlerin tabletlerinde olduğu gibi kazımıştı…
Çünkü yaşamın büyüsüne tanıklık etmiştim.
O doğum anı , sanki NASA’nın peşinde olduğu BİG BANG olayı gibi idi. Resmen yeni bir evren doğuyordu sanki..
Sonuç ?
Ne olacak ki ? Ayrıldık..Bitti herşey..
Ne aşk kaldı , ne aşkın büyüsü , ne kadına değer vermek , ne babalık heyecanı…Ne de doğumdaki şahit olduğum mucize..
Mesela , zamanında yani askerlik öncesi , yaşadığım şehrin en başarılı hazır giyim satış elemanlarından biri idim. Tabii ki yine kendimce.
Sonra askere gittim.
Teskereyi aldım döndüm , eski patronum ısrarla mağazaya dönmemi istedi. Red ettim !
Kendimce haklı sebeplerim vardı . Çok tecrübeliydim güya !
Rest çektim patronuma. Kendi butiğimi açacağım dedim üstüne.
“Yapma oğlum “ dedi. “Sen çok başarılı bir yöneticisin ama asla iyi bir patron olamazsın” diye ekledi.
İçimden “ Kıskanıyor galiba ? ” dedim.
Eş dedik.. Dost dedik….Arkadaş dedik.. Ana dostu dedik..Baba dostu dedik… Eşraftanız dedik.. Amerika’lılar da var diye de ekledim düşüncelerime…
Dedik de dedik ve açtık butiği… Önce Amerika’lılar gitti… Sonra alan ödemedi… Eş-dost kayboldu…
Araya aşk girdi….
Battım !
Bir anda o inandığım özelliklerim gitti…Yerine , borç batağında , beş parasız bir ben kaldım…
Küçücük Yalova’da sanki tarihte ilk ben batmışım , başka da batan olmayacakmış gibi bir kanının muhatabı oldum dostlarım tarafından..
Üstelik batışta ne içki ne , zamparalık , ne kumar vardı !
Sadece güven duyduğum , ama ödemesini yapmayan sevdiğim dostlarım vardı batış sürecinde..
Mesela borcunu ödemeyen bir dostumu yolda gördüğümde , kaldırım değiştirir , utanmasın diye görmezden gelirdim çoğu kez.
Bir alacak defterim vardı hatta… Butiği zamanın yüz ellibin lirası ile açmıştım… Oysa battığımda yırtığım o defterde ÜÇ YÜZ ELLİ BİN LİRA alacak yazıyordu…! Hem de sadece iki sene sonra ..
Vakko-makko derken tesadüfen turizme girip otel genel müdürü oldum..
Benim çevrede kimse inanmadı nedense ?
Komi dediler mesela .. Bell-boy’dur diyen bile çıktı.
Bir türlü genel müdür olduğuma inanmadı yakın çevrem.
Hatta bir trajikomik anımı anlatayım size.. Diyarbakır’da görev yapıyorum . 24 yaşındayım. Altı aylık evliyim . O zamanlar internet falan yok. Annemden bir mektup aldım !
Açtım ve şoka girdim.
Annem aynen şöyle yazıyordu maalesef :” Sen ne yapıyorsun oralarda ? Utanmıyormusun eşini satmaya ? Babanın kemikleri sızlıyor . UTANMAZ ! “
Anladım ki beni komiliğe , bellboyluğa layık görenler işi abartmışlar , dedikodu çıkarmışlar “ Hadi , Diyarbakır’da eşini satıyordur “ diye de annemin kulağına gelecek kadar da yaymışlar !
Sonra devir de değişti , devranda tabii ..
Aynı zevat bu sefer bana telefon edip , kızını , oğlunu bir yakınını işe almam için ricacı olmaya başladılar … Çoğunlukla da ucuz fiyat istemek için arıyorlardı ; hemde yüksek sezonda ! Oteller full iken . Menfaat var ya , artık onlar için de genel müdürdüm şükür !
Edebiyatım iyidir… Makaleler yazmaya başladım boş vakitlerimde… Bölgemdeki yerel gazetelerde de yayınlanmaya başladı .
Hem turizmde idim , hem de makale yazıyordum artık !
Eşraftanım nasılsa… Kimin ne olduğunu da zaten biliyorum…
Başladım nalına-mıhına makalelerimde vurmaya . Ama asla kimseye bel altı vurmadım !
Kaybetmelerim….
Uğradım dost ihanetleri…
Başarısızlıklar….
Üstüne otel müdürü gibi sıfatlar eklenince , ben bayağı vizyon sahibi bir Yalova’lı oluverdim..
Okuyucu kitlem günbegün artmaya başladı..
Bu sefer Genel Müdür oluşum ikinci plana itildi. Herkes bana GAZETECİ demeye başladı .
Bir ara iş öyle bir hale geldi ki ; mesela bir akşam Tigem’de sevgili Hasan Kızılkaya ve dönemin bazı siyasi figür dostlarımla yemek yiyiyoruz. Konu siyasete , yani Yalova siyasetine geldiği zaman , aynı masada ki dostlar bir anda ağızlarını elleri ile perdeleyip fısır-fısır sessiz konuşmaya başlamışlardı.
Ben ise o an gülüp duruyordum karşımdaki manzaraya bakıp ..
Gelelim bugüne… Herşey geride kaldı !
Şimdi eskiden kalanlardan HARİKA dostlarım var artık ..
Gazeteci kimliğimin etkileri devam ediyor ama , her taraftan bana inanan harika siyasi dostlarım var ..
Antalya’dayım…
Hala turizmdeyim…..
Kimse eskiden kalma başarısızlıklarımı gündeme getirmiyor…
Projeler üretmeye devam ediyorum . Hemde askerden yeni gelmiş bir gencin heyecanı ile !
Benim kuşak yavaş yavaş diğer aleme geçiyor …Kalanlarda beş vakit namaz allaha yakın vaziyetteler..
Aşk hayatım devam .
Devam ama artık sadece platonilerle kalbimi sevindiriyorum.
Eski günlerimi arıyorum ama .
Hemde herşeye rağmen .
Eskiden Yalova benim için önemli idi. Hala da öyle. Ama artık Türkiye’yi izliyorum ve daha çok üzülüyorum ..
Atatürk gençliği sanki bir avuç kalmış gibi….
Üniversite semtindeyim , namazdan çıkan benim kuşak tanımadıklarım daha camiden çıkar çıkmaz gencecik kızlarımızın orasına burasına bakmaya devam ediyorlar . Sanki bir halt edeceklermiş gibi…
Bir çok çağdaş gencimizin çatal-bıçağı bırakıp lokantalarda elleri ile yediklerini görüyorum . Demek ki araplaşmaya iyice yakınlaşmışız anlaşılan ….
İnternet bir genç kuşağı maalesef mahvetmiş…
Kitapçılar boş… Herkes telefon değiştirmek için ilanlara bakma peşinde..
Tik-tok vesair app uygulamaları ahlakı ceplere indirmiş…
Avrupa kötüye gidiyor…
Ortadoğu zaten pimi çekilmiş vaziyette…
ABD’yi bir bunak yönetiyor…
Quenn öldü.. Yeni kral garibanın teki durumunda.
Biz seçime gidiyoruz… Kime inanacağıma şaşırmış durumdayım. Yurdum insanı ne karar verecek acaba ?
İklimler değişti…
Uzaylılar burnumuzun dibinde…
Beklenen deprem geldi gelecek……
Ne düşünüyorum biliyormusunuz ?
Ben yine başa döneyim….Başarısız olayım….Dedikodularımı yapsınlar…
İhanetleri yaşayayım….İnanın razıyım…
Hele dünyamızın bu halini gördükçe , daha bir istiyorum başa dönmeyi….
Saygılarımla

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.